GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİNDE HAKSIZLIKLAR DEVAM EDİYOR
Gümüşhane Üniversitesinde haksızlıklar devam ediyor. En son öğretim üyesi kadro tahsislerinde; kamu yararı, hizmet gerekleri, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çiğnenerek tümüyle keyfiyete dayalı takdir yetkileri kullanılmıştır. Nice emek ve alın teri sonucunda alınan/hakedilen unvanlar ve mesleki yeterlikler yok sayılarak özlük hakları çiğnenmeye devam edilmektedir. Doktorasını tamamlayan, doçent unvanı alan, profesör olmak için yeterli hizmet süresine ve akademik başarıya sahip olan hocalarımıza adil olmayan keyfi taktirlerle kadroları verilmeyerek hakları çiğneniyor. Adaletin olmadığı bu durum çalışma barışını zedelemekle kalmıyor kamu çalışanlarının yöneticilere olan güvenini sarsıyor ve neticede de haksızlık sonucunda mağdur edilenler bakımından da zulme dönüşüyor. Hukuk devleti olmanın genel göstergelerinden birisi olan hukuki güvenilirlik ilkesi gereğince kamudaki tüm uygulamalarda hukuk normlarına/kurallara/objektif şartlara bağlı kalınmasını, kamu çalışanlarının tüm işlem ve eylemlerinde devlete/kamu yöneticilerine güven duyabilmesini gerektirir. Haksız ve adaletsiz uygulamalar kurum kültürünün ve kurumun geleneklerinin oluşmasındaki en büyük engel olduğu gibi aynı zamanda başarıya da ket vurmaktadır. Bilim insanlarının başarılarıyla yükselmesini ve kurumların da bu sayede yüceltilmesini öncelemek yerine birilerinin adamı olmak iş görüyorsa bu kuruma yazık ediliyor demektir. Rektörlükten beklentimiz kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda objektif kriterlere bağlı başarıyı ve bilimselliği önceleyen bir sistematik içinde kalınarak makul gerekçelerle kadro dağılımı yapması yönünde olacaktır. Bu kurumu yönetenlerden; eş, dost, akraba kayırmacılığı, yandaşlık, adamsendecilik yapılmadan, hiçbir kimsenin dinine, diline, ırkına, cinsiyetine, giyimine-kuşamına, demokratik tercihlerine bakılmaksızın vicdanları tatmin edecek tarafsız uygulamalarla kurum yönetmelerini talep ediyor ve bekliyoruz.
Gümüşhane Üniversitesinin yetkili sendikası olarak, geçmişten beri haksızlığa rıza gösterilmemiştir, bugün de yapılan haksızlıklara ve adaletsiz uygulamalara asla rıza gösterilmeyecektir. Geçmişte söylediklerimizin doğru ve haklı olduğu bugün yaşananlarla daha da anlaşılır olmuştur. Bugün hakkı tutup kaldırmak için böyle bir açıklama zaruri görülmektedir.
